9.3.10

buralar eskiden hep komünistti. komunismus je sexy.


Geldiğim ilk 1 hafta boyunca odama baya nadir uğradım. En sevdiğim şey olan yabancı bir şehirde hiç bir şey yapmadan dolaşmak dışında fırsat buldukça müze gezdim. Yabancılar polisinde, (alien police !) oturum izni almak için yüzlerce Rus, Vietnam'lı ve diğer göçmenlerle aynı odada saatlerce bekledikten sonra pek halimiz kalmamıştı doğrusu. Ancak komünistleri havalı bulan bir kapitalist, tüketici vatandaş olarak yorgunluk dinlemeyip elimde rehberle ve bir kaç arkadaşımla komünizm müzesine gittim. İstanbul'dan aldığım 10 TL lik başucu kitabım, Prag rehberinde müzenin yerini bulamayınca, yoldan geçen bir başka kapitalist, tüketici vatandaşa sorduk yerini. Genç, müzenin yerini Mc Donald's ın üst katında diye tarif edince, bunun bilinçli bir şey olup olmadığından kıllandım tabi. Mc Donald's ın yan kapısından girip üst kata çıktık ve Kumarhane'nin kapı komşusu müzeye ulaştık :) Müze benim için oldukça tatmin ediciydi. Her şey tarafsız olarak yansıtılmıştı ve enstelasyonlar başarılıydı. Müzenin sonlarına doğru karşıma çıkan temsili Berlin duvarı ise, beni, gerçeğini görmek üzere Berlin'e koşmam konusunda biraz daha heveslendirdi. Çıkmadan önce, tarafsız müzenin taraflı müze-dükkanı'ndan kartpostal aldım. Üzerinde alışılmış Sovyetler zamanındaki mutlu işçilerin çizimleri var ve aldındaki yazı beni benden aldı. "Dükkanlarda yeteri kadar tuvalet kağıdı bulunamıyordu.. Neyse ki, yeteri kadar yiyecek de yoktu." Güzel ayar ! :) Komunizm müzesinde Lenin heykeli ile resim çektirdikten sonra, aşağıdaki Mc Donalds'ta Ronald Mc Donald heykeli ile fotoğraf çektirecektim ki, malesef bulamadık kızıl beyefendiyi.

Ertesi gün de Sex Machinery müzesine gittim. Piercing takılmış pipi ve kuku sergisinin yanında bol miktarda sado-mazo ilişki alet edevatı bulunuyordu. Fikirlerimi kendime saklıyorum........ Hiç şüphesiz ki verdiğim 200 koruna(15 tl) Amsterdam'daki seks müzesi kadar eğlendirmedi beni. Bakalım Amsterdam'a yolum tekrar düşecek mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder