20.4.10

Nowhere near Berlin.

Şaşkınlık sınırlarımı daha ne kadar zorlayabilirim diye düşündürdü bu haftasonu beni. Renk ile beraber Budapeşte'ye karar verdik. Hazırlanıp odadan çıktım ve metro istasyonunda beklemeye başladım. SAF olduğum için yanıma biletimi almadım tabii. Ne yapsam ne yapsam diye düşündükten sonra bilgilendirme masasındaki adamın tavsiyesi üzerine oda arkadaşıma biletin resmini çektirdim ve e-mailime yollattım. Başka bir otobüs şirketine ait olan internet kafeyi kullanabilmek için barbarca adama yalvardım ve ikna ettim. böylece biletimle birlikte otobüse binebildim..


Yolda giderken, 'Ya hazır gitmişken Bratislava da göreyim..' dedim ve SAF olduğum için gecenin 4ünde mola yerinde yalnız başıma kendimi Bratislava sokaklarına attım. Otobüs terminalindeki bilgilendirme bilgisayarında sayfalar arasında dolaştım bir süre. Metro haritası aramaya çalışırken bilgisayarın hata verip Windows 2000 yazısı ile beraber baştan başlamasından, burada metro olmadığını anlamalıydım.

Başlıktaki yazıyı Eurotrip isimli aptal ama komik filmi izleyenler anlayacaktır. O kadar doğru ki. Bratislava.. Nasıl desem.. Doğu Avrupa böyle bir şey olsa gerek.. Gece ortalarda tek tük insan vardı ve genellikle bunlar akşamdan kalma sızmış insanlar ya da turistlerdi. Saat 6ya kadar gördüğüm bu mutlu turistler, Bratislavada gördüğüm son gülümseyen insanlardı.. En erken açılan yer Mc Donalds a gitmeden önce şehir merkezini turladım. Oldukça küçük bir şehir olduğu için görülmesi gereken her yer 1 saatte tamamlanabilir dersem abartmam herhalde. Eski şehir merkezi, her Avrupa şehrinde olduğu gibi oldukça güzel korunmuştu, ben de zevk alarak gezdim. Ama şehrin genelinde merkezde gördüğüm güzel binalar ve sevimli heykeller dışında pek bir şeye rastlayamadım. Bu amcanın derdini ise hiç anlayamadım. Muhtemelen Bratislava'da yaşadığı için depresyona girmiştir. (ben de pek iç açıcı görünmüyorum tabi.)

Son olarak, Slovaklar'a 'Ayrıldınız da ne oldu? Euro kullanınca daha mı havalı oldunuz?' diye sordum, ancak saat 10 olmasına rağmen hala ortada turist dışında insan olmadığı için soruma cevap alamadım. Trenime binmek için yola koyuldum.. Bir sonraki yazı, Budapeşte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder